Kadınlar masum değildir arkadaşlar.

Birçok arkadaşını, içinde bulunduğu bu yanılgı ile kendi sonunu hazırlıyor.

Erkeklerde; kendi bölgesini ve kendi ile bağlantılı insanları koruma içgüdüsü vardır. Bu temelde hem üremek için elinin altında bulunduğu kişileri korumak hem de yeni üreme şansı yakalamak istediği kişilere; bakın ben buradayım, benim yanımda olursanız güvende olursunuz imajını çizmek için yapılır.

Bir canlıyı dürtülerinden ayıramazsın ama dürtülerini harekete geçiren olguları manipüle ederek davranış biçimini değiştirebilirsin. Bugün mavi haplı düşünceler, uç feminist propagandalar, politik doğrucu düşüncelerin yaptığı algı yönetimi budur. Erkeğin koruma içgüdüsünü yönetmek.

Kendi düşünce sistemlerinde erkekliği iğdiş ederken bu yaptıkları adımın bir birikime neden olmaması ve bir günün birinde ellerinde patlamaması için dengeli bir şekilde bazı dürtülerinde korunması gerekir.

Bu gün öz güveni elinden alınmış, her konuda fedakârlık yapması öğütlenmiş, duygusal gücü olmayan bireyler haline getirilmiş, isteklerinin ve tutkularının yerine onlar için sunulan yolda ilerlemeleri tembihlenmiş, dürtüleri sürekli baskılanmış,  iyi çocuk olursa günün birinde mükâfatlandırılacağına inandırılmış kişilere; yönlendirilmiş içgüdülerini yaşamaları için ortamlar hazırlanmalıdır.

Bu mavi haplı erkekler olması gerektiği gibi diğer erkekler ile rekabete giremezler. Onlar kadının yanında bir birey olarak durup rollerini oynamak yerine fino köpeği halini almışlardır. Bir köpek ne yapar? Tabi ki sahibi korur. Sahibinin nasıl birisi olduğu önemli olmadan hem de.

Başta bu mavi düşünceler ile doğruyu yaptığını zanneden bireyimiz, bu doğru zannettiği davranış kalıpları ile kadınlara yaklaşır ve haliyle ya reddedilir ya da “friend zone” çukuruna doğru yol alır. Bu süreç tekrar eder ve gittikçe ağırlaşır. Zaten hali hazırda mavi düşüncelerle erkekliği iğdiş edilmiş bu arkadaşımız, mavi hapın yanlışlarına daha çok sarılır, inandırılmıştır çünkü. Daha fazla fedakarlık yapar daha fazla kendisinden ve erkekliğinden ödün verir, her seferinde kişiliğine büyük yaralar açarak devam eder tabi ki ve en sonunda yaptıkları için teşekkür aldığında bunu bir zafer zannetmeye başlar.

Ödül olan bir erkekten başının okşanması için türlü şebeklikler yapan bireyler haline gelmişlerdir. Kişiliklerindeki zayıflık o kadar büyüktür ki herhangi bir adım dahi atamazlar. Bazen gerçeği görseler bile bunu dile getiremezler, zaten ellerinde bir tek başlarının okşanması kalmıştı. Tabi bir de kendilerine; eğer bu şekilde davranmaya devam ederse gelecek ödülleri.

Kadınlar onlara en ufak değer vermiyor; kendisinin her türlü hareketinde yanında olan, kendilerini tüm yanlışlarıyla kabul eden ve kendi davranışlarını kabul etmeyenlerle kavga edip kendini savunan bu kişilere sadece bir şeyler lütfediyorlar. Erkekler burada koruma içgüdüsünü tatmin ediyor, kadın seks vermeden etrafında sürekli kendisi için bir şeyler yapabilecek uyduları bulunduruyor fakat doğanın gerçeği her zaman arka planda devam ediyor.

Kadınlar bu ödül bekleyen mavi haplıların başını okşayıp sen şöyle iyi erkeksin, böyle iyi erkeksin, aslında iyi olanları sen hak ediyorsun, diğerleri kötü, kaka derken hipergami dürtülerini harekete geçiren ile beraber olurlar.

Bizim yalanlarla bilinçaltı allak bullak edilmiş mavi haplı arkadaşımız kendisi gibilerle bir araya geldiğinde “ abi o kadar şey yaptım benim yerime gitti o serseri, şerefsiz, piç erkekle beraber oldu”, “ ben onu deli gibi severken onun için her şeyi yapmaya hazırken, o aynı anda 3 kızla beraber olan oğlanla takılmayı seçti” … şeklinde sitem eder. Kızın kandırıldığını düşünür, hem cinslerin onları kullandığını düşünür, onları kurtarmak ister, yakıştıramaz kadına hiç birini. Asla bir kadın tarafından “sağlayıcı” konumunda tutulduğunu göremez.

Nasıl ama?  Şimdi gelelim.

Cinselliğin altında yatan evrimsel süreç 3 aşamada belirlemiştir.

1 Erkeğin çiftleşmek için kendisine bir hedef belirlemesi

2 Dişinin kendisini seçmek için gelen tüm adaylardan en iyisini seçip kalanı elemesi

3 Ödül niteliğindeki erkeğin genlerini gelecek nesillere aktarmak ve doğum sonrası sorumlulukları paylaşıp, korunma ihtiyacını gidermek için erkeği elinde tutmak.

Her zaman ödül olanın siz olduğunu söyledim. İlişkide elde tutulması gereken kişi sizsiniz.
Erkek tek eşli değildir. Sağlam bir CPD ile çok uzun yıllar boyunca bir sürü kadın ile beraber olabilir.

Bir kadın da bunun çok iyi farkındadır. Başka dişilere yönelebileceğini bildiği erkeği elinde tutmak için cinsel ilişkide sınır tanımayacaktır. Erkeğe gitme bende hepsi var mesajını vermek için bunu yapar.
Bir kadın eğer size ben o pozisyonu sevmiyorum, oraya dokunma, burayı öpme gibi bildirimlerde bulunuyorsa bazı şeyler ters gidiyor demektir.

Bunun anlamı siz ödül değil bir sağlayıcısınız ve kadının size lütfettiği kadar sekse erişebilirsiniz demektir.

Iyi aile kızı da desen, abi o kız çok masum öyle şey yapmaz da desen, o kız kimsenin elini bile tutmamış da desen, o kız her şeyi yapabilir.

Çoğu zaman onlar kendileri hakkındaki şeyleri saklamazlar. Her şey göz önündedir ama sen görmezsin. Görmek istemezsin. İnanmışsındır çünkü kadınların masum olduğuna. Kendin onları alıp bir yere koyarsın ve onlardan senin aklındaki gibi davranmalarını beklersin.

Sana yapmıyorum derse bunun anlamı seninle yapmıyordur. Sen yeterince erkek değilsin. Sen elde tutmak için çaba sarf etmeye, bir şeyler vermeye, kadının dürtülerini harekete geçirmeye değer birisi değilsin.

Senin kıyamayıp elini 3 ayda tutup 5 ayda öptüğün kız; barda tanıştığı maskülen bir erkekle senin hayalini bile kurmaya korktuklarını, hayalinde bile “abi o masum, ona yakıştıramıyorum” dediklerini yapar.

O gün tanıştığı bir adamla da sevişir, hiç tanımadığı biri ile de öpüşür.

Hayat romantik değildir. Hayat yemek yeme ve üreme dürtüleri üzerime kurulmuş acımasız bir yerdir. Kadınlar bu kuralı senden çok daha iyi biliyor ve acımadan uyguluyor.

Eğer ki mavi hap duygularından sıyrılmaz isen acınacak hale düşeceksin ve kimse seni umursamayacak. Redpill okumuş, maskülen erkek olma yolunda ilerleyen bir adamın önce ilişkideki rolünü ve ödül olduğunu kavraması gerek

Author

Write A Comment