Evli olmadığın veya 6 ay içerisinde evlenmeyi planlamadığın bir kadın ile aynı evde yaşama.

 

Rollo Tomassi’nin Demirden Kanunlar serisine kaldığımız yerden devam ediyoruz.

 

Özgürlük dediğimiz kavramı birçok insan yanlış anlıyor. Özgür olmak; sınırlara tâbi olmamak; kısıtlamaya, koşullara, zorlamaya bağlı olmamaktır.

 

Tamını bu şekilde olan ifadeyi, kendi hayatımıza hem somut hem de soyut olarak, sınırlar olmadan yansıtamayız. Sınırlar olmadan özgürlüğün olması mümkün değildir.

 

Özgürlüğününüz kendi belirli sınırlar içerisinde yaşayabilirsiniz. Ancak bu şekilde ortak bir özgürlük anlayışı oluşturabilir. Sınırların, sınırlamaların olduğu fakat bunların içerisinde kişilerin özgür olduğu bir düzen olmalıdır.

 

Eviniz sizin toplumdan izole olduğunuz, kendinizle baş başa kaldığınız, gardınızı indirdiğiniz güvenli alanınızdır. Burada konfor alanındaki gibi bir güvenli alandan bahsetmiyorum. Burası; sizin “kişisel hayatınızın, bireysel özgürlüklerinizin” güvence altına alındığı yerdir. Bireysel veya başkalarıyla yaşayacağınız özgürlük için sizin sahip olduğunuz sınırlardır.

 

Evlilik dediğimiz olay; iki insanın aynı sınırları kullanarak, aynı sınırlar içerisinde birbirine bıraktıkları yer kadar özgürleşebildikleri yaşayış biçimidir.

 

Beraberliğinizi enine boyuna tarttınız, her iki tarafın da rollerini istenilen ölçüde yerine getirdiğine kanaat getirdiniz. Bakın bir anlık karar vermediniz, enine boyuna her ayrıntısıyla, duygulardan uzak, rasyonel bir biçimde düşünülmüş bir karar verdiniz.

 

Verdiğiniz kararın neticesi bir kişi ile ortak özgülük alanı içerisinde hayatınızı idame ettirmek. Hayatınızın dönüm noktalarından birisi ve erkek adam rolünü en iyi şekilde oynamanız gereken yer. Erkek adam olmayı ve redpill felsefesini birçok insan yoldan geçen kızlarla tanışmak veya partiden kız düşürmek zannediyor ama değil. Bu işin en zor yeri; bir ilişkinin, hele ki duygusal yatırım yapılmış ve belirli sorumluluklar alınmış bir ilişkinin içerisindeki yerinizi koruma noktasıdır.

 

Ancak böyle bir durumda pratik yapmak sürece alışmak için bir kadın ile ortak alanınızı paylaşırsınız.

 

Popüler kültürün bir insanı tanımak için beraber yaşamalısın laflarına kulak asmayın Beraber zaman geçirin, beraber aynı yerde kalın fakat ilişkide çerçevenizi korumak istiyorsanız, kendi kurallarınızı hesap vermeden uygulayabileceğiniz alanınıza; karşı taraftan sizinle eşit ölçüde fedakârlık yapacağının garantisini vermeyen birisini ortak etmeyin.

 

Yukarıda da dediğim gibi ortak yaşam kararını ancak ve ancak bir kişiyi tanıdıktan ve üzerine kafa yorduktan sonra verin. Bir insanı size karşı olan tavırlarından, çevresine karşı olan tavırlarından tanıyabilirsiniz. Abi biz aynı evde bir yaşayalım da durumun gidişatına göre karar veririz düşüncesi, ilişkinize vereceğiniz en büyük zararlardan birisidir.

 

Ortak bir alanda yaşamaya başladığınız zaman gizeminiz kaybedeceksiniz.

 

Kendiniz için ayırdığınız boş zamanı kaybedeceksiniz.

 

Herhangi bir tartışma, gerginlik halinde kendinize bir alan yaratamayacaksınız.

 

Bir kişiyi sınırlarınıza dâhil ettiğiniz zaman, onun yapmak istediği ama sizin yapmak istemediğiniz bir şey olduğunda tamamıyla o aktiviteden uzak kalamayacaksınız.

 

Erkek adamın en değerli şeyi neydi? Zamanıydı. Sizler aynı çatı altında bir arada kaldığınız sürece, ayrı aktivitelerde yaparken arada bir iletişim olacağı için partneriniz tarafından sizin ona ayırdığınız zamanın bir değeri kalmayacak.

 

Hipergamiyi dürtüsünü oluşturan en önemli etmenlerden birisi olan merak duygusu ortadan kalkacak.

 

Bu dürtüye ben başkalarından farklıyım diyerek girmişken gün geçtikçe sıradanlaşmaya başlayacaksınız. Sizin yaşantınızın her ayrıntısını gören kişi ona çizdiğiniz imajın ötesini görüp “ee bu da gayet sıradanmış” diyecek.

 

Bir kişiyi tanıyıp evlenme kararı vermediyseniz eviniz içerisinde de sınırlarınız olduğunu göstermelisiniz. Evinizin sizin hayatınızın bir parçası olduğunu ve partnerinizin sizin izin verdiğiniz ölçüde buraya müdahil olabileceğinin farkında olmasını sağlamalısınız. Çerçevenizi evinizde de yansıtmalısınız.

 

Kız arkadaşınız sizden habersiz, çat kapı evinize gelmemeli, evinizde kalma kararını sizden bağımsız vermemeli, bireysel özgürlüğünüze saygı duymayı öğrenmelidir.

 

Kavga ettiğinizde ve ya başka bir durumda “ burası benim evim ve gitmeni istiyorum” diyebilmelisiniz.

 

Bunlardan fedakârlık ettiğinizde veya bunlardan fedakârlık edebilmeye müsait ortamlar yarattığınızda çerçevenizi, duruşunuzu yitireceksiniz.

 

Siz sadece ilişki yürütmüyorsunuz, hayatınız sadece partnerinizle olan ilişkiniz değil, birçok sosyal ilişkinin içerisindesiniz. Erkek adam olarak tüm bu sosyal ilişkilerde duruşunuzu korumalısınız. Tedbirsiz davranarak açık kapılar bırakırsanız, bunca şeyin arasında, ne kadar iyi olursanız olun uzun vadeli küçük değişiklikleri göremeyebilirsiniz.

 

Bir bakmışsınız sizin biraz aralık bıraktığınız kapı ardına kadar açılmış.

 

Çerçevenizi hayatınızın her alanına yerleştirmeyi unutmayın. Sınırlarınızı kim olursa olsun insanlara göstermeye çekinmeyin. Bunca zahmete katlanarak çizdiğiniz sınırların içerinde özgürlüğünüzü yaşamayı engelleyecek hiçbir şeye müsemma göstermeyin.

 

 

 

 

Author

Write A Comment