Kendini bu şekilde görenlerin sayısı bir hayli fazlalaştı. Başkalarının kendisini bu şekilde görmesini isteyenlerin sayısı da sürekli artıyor.

Redpill felsefesinin bazı insanları bu düşünceye ittiğini düşünebilirsiniz ama sorun Redpill felsefesinde değil. Maalesef ki birçoğumuz büyüme çağında kendisine yol gösterecek doğru düzgün birisini bulamadı.

Bizden öncekiler kendilerine verilenle yetinmek zorunda olan bir nesildi. Erkeklik algısını sorgulamak ve sistematikleştirmek gibi bir gayeleri yoktu.

Tabı bu konuda onları suçlamıyorum. Bir toplumun bir düşünceyi geliştirmek için, belirli özelliklere sahip olmasının yanında, zamana ihtiyacı vardır, stabil ilerlemeye ve refaha ihtiyacı vardır. Bunlar sağlanmadığı sürece toplumsal bir ilerleme görülemez. Bireyler ilerler.

Türkiye gibi gündemi sürekli değişen, içindeki insanların sürekli hayat mücadelesi vermek zorunda olduğu bir yerde, tutup da insanlara siz neden çocuklarınıza doğru düzgün rehber olmadınız diyemiyorsunuz.

Babalarından gördükleri geleneksel yaklaşımlar her nesilde biraz daha azaldı, Bu kişilerin yoğun mücadelesinin verdiği bıkkınlık, dünyanın giderek küreselleşmesi geleneklerin yanlış olduğunu ve uzaklaşılması gerektiğini gösterdi. Toplumda bir birey olarak kimin neyi nasıl yapması gerektiği üzerine hiç kafa yorulmadığı için, bu düzene karşı olan bir şey çatlaklardan sızdı ve zaten zar zor ayakta duran bir şeyi yok etti.

Zor zamanlar, güçlü insanlar yaratır.

Bizden önceki neslin erkek olarak takındığı rol tamamen doğruydu demiyorum fakat bugün eski toprak olarak adlandırdığımız birçok insanın hayata karşı bir duruşu ve bir çerçevesi var. Tekrar söylüyorum bunu günümüz algısıyla düşünmeyin ve onlara da yol gösteren birilerinin olmadığını göz önünde bulundurun.

Dedeleriniz simdi ki neslin yüzleşemeyeceği sorunlarla yüzleşti, sızlanmayıp mücadele ettiler. Çerçeveleri vardı. Ağır şartlarda çalışmaktan geri kalmadılar.

Bugün 60 70 bandındaki neslin 20li yaşlarındaki hâlinin testosteron seviyesi ve fiziksel güçleri sizden yüksekteydi.

Bu sadece bizim ülkemiz için değil tüm Dünya için geçerli bu konuda yapılmış bir sürü araştırma var.

Güçlü insanlar kolay zamanları, kolay zamanlar zayıf insanları yaratır.

Bu gün bu ülkedeki insanlar kendi nesillerine düzgün bir rol model olamıyorlar. Kendileri belki bir erkek olarak hayatta kalmak, ailesine bakmak için elinden geleni yapmış olsa da iletişim yönünün eksik olması, sosyal açıdan yetersiz olmaları, eğitim ve kültür seviyelerin düşük olması nedeniyle çocuklarına düzgün bir rol model olamadılar.

Bir davranışta bulunurken bunu sadece kendinden öncekinde gördüğü için yapan kişiler, kendilerine karşı çıkan, kendilerinin aksi olan düşünceler karşısında da duramadı ve hali hazırda rol model olamadıkları çocukları, doğru olanın ne olduğunu bilmeden, kendileri için ilgi kaynağı olan her şeyi kişiliği ve karakteri yapmaya başladı. Y ve Z kuşağı tamamen popülist kültürün resim tablosu, markalar ve şirketlerin oluşturmak istediği tek tip insanlar her yerde.

Bir kısım insan ise “Erkek” olmayı internetten öğreniyor. Gerçekten şaka gibi bir çağda yaşıyoruz. Siz duruşunuzu oluşturun. Babalarımız bizlere yaptığı yanlışı yapmayın. Onlara kendi duruşunuzla yol gösterici olun.

İşte bu popüler kültürün kuklası olmanın bir benzeri de Redpillin kuklası olmaktır.

2 doğru hareket yapıp bir miktar farklı görününce, edindiği bu ilgi için bu felsefeyi kullanmak.

Maskülen olmak zordur, bir yerlere gelebilmek için her alanda çok çalışmalısınız, sosyal becerilerinizi yükseltmeye, iş – eğitim hayatınızda ilerlemeye, bedeninizi güçlendirmeye,  bilgi birikimini arttırmaya çalışırsınız.

Lakin bunları kendiniz için değil de etrafınızdaki kişilerden farklı olmanın getirdiği ilgi nedeniyle yaparsanız ilerleyemezsiniz.

Popüler kültür içerisinde saçmalayan bir kişinin yaptığı ile aynı şeyi yapmış olursunuz. Onunla aynı noktaya başka bir yoldan gelmişsinizdir sadece.

Redpill in gerçekleri içerisi her gün kendisini ilerlemeye zorlarken, belki bir miktar farklı olabilmenin getirdiği ilgi kendisini olduğu yerde tutmaya başlıyor.

Aslında tüm bunlar olurken bu şahısların hayatında bir problem olmuyor. İlerlemesi durmuş olduğu halin bile,  kendi hayatında bir şeyler elde etmesini sağladığını fark ettiğinde; kendi değerini yükseltiyor.

İleriye doğru bir adım atmadan ben ilerledim diyor.

Bu kısır döngüde sürekli şişen ego halen bir problem çıkartmıyor.

Bu kişilerin içinde bulunduğu durumun problem olmaya başladığı zaman; gerçekten bu felsefeyi anlamış, hayatına uygulamış, sürekli ilerleyen ve kendine değer katan ama bunu kendi değerini kendi belirlemek istediği için yapan, toplumun ilgisinin kölesi olmayan birisini gördüğünde başlıyor.

Aslında olmak istediği kişi için çıktığı yoldan ne kadar saptığını gören “en alfa benim” diyen kişi, isteklerinin ne kadar gerisinde kaldığını far ediyor.

O yüzden toplumun gösterdiği ilgiye aldanmayın.

Kendini işte kazandım diye kandırırken, kendine karşı kaybettiğini görmek kadar bir erkeği üzecek çok şey vardır.

Kalıplaşmış alfa tabirinden vaz geçin. En alfa ben olacağım diye uğraşmayın çünkü bu sabit ve tek noktada olan bir şey değil, kişilere göre gruplara göre tanımı değişen bir şey. Başkalarından ilgi görmek için varlığınızı onlara dikte ettirmeye çalışmayın.

Kendi yolunuzda ilerlemenize bakın, duruşunuzu oluşturun, kendinize değer katın. Zaten siz kendinizi değerli görüp kendiniz için çalışırsanız toplumdan bunun karşılığını alacaksınız.

Ve o zaman asıl önemli olan şeyin, ilgi için bir şeyler yapan kişi olmak olmadığını; bir şeyler yapabildiği için ilgi gören olmak olduğunu anlayacaksınız.

Hatta tüm bunlara rağmen ilgi görmeseniz bile elde ettikleriniz sayesinde buna ihtiyacınızın olmadığını göreceksiniz.

 

 

 

Author

Write A Comment