Tag

Testosteron ve İlişkiler

Browsing

Bir kadına sevgili olmayı teklif etmezsiniz. Bu tabiri her ne kadar sevmesem de kullanmak zorundayım, çıkma teklifi etmezsiniz. Her zaman, her şart ve koşulda ödülün siz olduğunuzu hatırlamalı; doğal düzende kadının üremek için tekeşli (monogamik) veya belli bir süre tekeşli kalması gerektiğini ve bunun için en iyiyi seçecek olduğunun bilinmesi, erkeğin ise çok eşli (poligamik) olunduğunun farkında olunmasıdır. Yani kendi değerini bilen, rolünün farkında olan bir erkek olarak sizler bir ilişkinin peşinden koşmazsınız. İlişki hayalleri içerisinde karşınızdaki kişiye yaklaşmazsınız. Bir kadına onunla ilgilendiğinizi bakışlarınızla ve davranışlarınız ile belli edersiniz. Öz güven sahibi, kendinden emin bir kişi olarak kadına yaklaşırsınız, cüretkâr davranırsınız. Bakışlarınızla onu beğendiğinizi belli eder sonra bunu davranışlarınıza yansıtırsınız. O kadının yanında sağlam bir duruş sergilersiniz. Kadınlar kendileriyle ilgilenen erkeği tespit etme konusunda; bir erkeğin kendisiyle ilgilenen kızı tespit etmesinden çok daha başarılıdır. Kadınlar oyunun doğal oyuncularıdır. Birçok erkek, mavi hap felsefeleriyle iğdiş edildiği için kadınların ilgilerini…

Kadınlar anlık yaşarlar. Burada, hayatını planlayamazlar veya mantıktan yoksundurlar demiyorum. Bahsettiğimiz olay hipergami dürtünün bize nasıl yansıdığıdır. Kadınların hisleri anlıktır, geçicidir. İlişkilerde sizin için harika olan ve hissettirdiklerini asla unutamayacağınız bir olayı silip atmaları çok kolaydır. Çünkü erkeklerin duyguları ve algıları belirli bir mantık temelinin üzerine kuruludur. Safi duygusallık, duygularına göre karar vermek kadınlara has özelliklerdir. Sizlere daha sonradan anlatacağım Briffault Kanunu bunu neden yaptıklarını bizlere güzelce anlatır. Erkeğin hiyerarşisinin işleyişi ve hayattaki kaynaklara ulaşmasında izlediği yol oldukça  lineerdir ve daha çok kesinlikler içerir. İki sonuçlu olaylar bizim hayatımızın işleyişini belirlemede önemli bir yere sahiptir. Gelişen ve küreselleşen dünyada güçlü erkeğin tanımı değişmiştir. Gücün tanımı değişmiştir. Güçlü değilsen kaybedersin. Yerinden kalkmadığında geride kalmaya mahkûmsun gibi iki sonucu olan denklemler halen bizim hayatımızı ve hiyerarşide nasıl yer edeceğimizi belirliyor. Günümüzde olmasa bile binlerce yıldır benzer kurallardan geçerek oluşturduğumuz bu hiyerarşik düzen bilinçaltımıza kazındı ve mantığımızı da etkiliyor. Kadınların kendi aralarındaki hiyerarşik…

Bu yazımda John Carpelo olarak Testosteron ve bu hormonun ikili ilișkiler üzerindeki etkisinden bahsedeceğim. Öncelikle Testosteron nedir, ne ayaktır, oradan girelim. Testosteron, basit tabiriyle androjen sınıfı bir steroiddir. Erkeklerde üretim yeri testisler ve adrenal kortekstir. Fiziksel aktivitelerde doğrudan ilgilidir. Kas yapımı, güç ve enerji denince akla ilk gelen șeylerden birisidir. Yaș grubundan yaș grubuna normal miktarı değișmekle beraber. 20-30 yaș grubunun 600-1000ng/dL aralığında testosterona sahip olması normal seviyedir (BuzzFeed 4lüsünün 200-350 aralığında çıktı, dipnot geçeyim😂). Peki testosteronun ilișkiler üzerindeki etkisi nedir? Konumuz ilk paragraf için cinsel ilișki değil😂. Testosteronu yüksek olan erkekler aktif, baskın, saldırgan ve poligamiye yatkın olurken testosteronu düșük erkekler pasif, çekingen, uysal, salt monogamik, romantik vb diye gider. Her ne kadar medyada ikinci kesimin (özellikle evlilik için) daha ideal olduğu söylense de, aslında hayat birinci kesimden yana gülmektedir. Testosteronu düșük olan erkekler ayrıca partnerleriyle daha șiddetli tartıșırlar (bu genellemedir, istisnalar kaideyi bozmaz), testosteronu yüksek olan erkeklerin tartıșması…