Tag

demirden

Browsing

Erkekler, aşkın aşk olarak yeterli olduğuna inanır; kadınlar ise aşk konusunda fırsatçıdır. Aşk; tanımı tarih boyunca birçok kez değişen, içerisinde herkesin kendisinden bir şeyler bulabildiği çok geniş, karmaşık bir o kadar da basit ve sade bir olgu. “İki kişinin bir birine karşı duyduğu aşırı sevgi ve bağlılık duygusu.” Ne kadar masum bir tanım değil mi? Oysa “aşk” insanlarda hatırlattığını masumane duygulardan ziyade yaşattığı acılar ile daha ünlüdür. Duygunun çeşidi her ne olursa olsun aşırıya kaçtığı zaman karar verme yetimize zarar verir. Kara verme yetisi zarar görmüş bir insan ise kendisine ve çevresine zarar verecektir. İster bu duygu direkt kötü bir duygu olsun, nefret gibi; isterse iyiliğin temsili bir duygu olsun, sevgi gibi fark etmez. Aşırıya kaçmış duygular mantıklı, ana uygun karar vermemizi engellediği için bizi zarara uğratır. Kırmızı Hap felsefesinin mantığında yanlış anlaşılan nokta, bu felsefenin kişileri duygusuz bir hale getirdiği ve ilişkilerden kopardığı anlayışıdır. Sizlere ne duygusuz olmanız,…

Yeni bir ilişki kurmak için zaman harcamak, eski ve bitmiş bir ilişkiyi canlandırmak için çaba harcamaktan her zaman daha iyidir. Demirden Kanunların 4. maddesi ile kaldığımız yerden devam ediyoruz. Kendi kararınızla bitirdiğiniz bir ilişki hakkında zaten konuşmaya gerek yok, sorumluluk alın ve kararınızdan dönüp küçük düşmeyin. İlişkin sen hiçbir şey yapmadan da bitebilir. Bu tarz durumda senin duruşundan ve hareketlerinden eminsen, senin olmak için çaba gösterdiğin kişiyi görmezden gelen birisine, tekrar “bak ben buradayım, beni bir daha gör” demenin anlamı yok. Sizin değerinizi sadece siz belirlersiniz. Bu yazı erkek olma yolunda yapılmış hatalar yüzünden bitmiş ilişkiler içindir. Burada Rollo şu an içinde bulunduğun ve kötüye giden bir ilişkiden bahsetmiyor. Bazı durumlar vardır ki; partnerinde bir problem olmamasına rağmen, senin adı ardına yapmış olduğun yanlışlar ilişkinizi çıkmaza sokmuştur. Bu tarz durumlarda; içinde bulunan kötü durumu düzeltmek için çaba gösterilebilir ama sizin çaba göstermeniz demek ilişkiniz düzelecek demek değildir. Sadece ilişkilerden bahsetmiyorum;…

Seninle seks yapmayı erteleyen veya seninle seks yapmayı ertelediğini ima eden bir kadın asla beklemeye değmez. Tomassi’nin Demirden Kanunlarının ikinci maddesindeyiz. İlk yazımda da belirttiğim gibi; Redpill felsefesini okumaya başlamış bir çok arkadaşımız okuduğu yazıları kendi içerisinde bulunduğu ortama göre revize etmeden harekete geçmeye çalışıyor. Şimdi öncelikle bu kuralda Rollo ne demek istemiş onu anlatayım daha sonrasında ise gördüğüm yanlışlardan ve bu yanlışların içerisine nasıl düşmemeniz gerektiğinden bahsedeyim. Bakın “Erkek adam” hayatının kontrolünü eline almış kişidir. Güçlü olandır yani kendisini ilerlemeye adamış ve kendi kalesini güçlendirmek için durmaksızın çalışan idealleri olan net bir çerçevesi olan insandır. İlişkilerde “Ödül” olan sizsinizdir. Bir erkeğin ilişkide verdikleri bir kadınınkinden daha fazladır. Bir erkek olarak siz sahip olduğunuz şeyi yani zamanınızı verirsiniz. Siz ilgi verirsiniz. Siz bir kadın ile birlikteyseniz zaten kadının inanılmaz filtreleme sistemini geçtiğiniz için o konumdasınızdır. Yani siz ödülsünüz. Kadınlar bir bunu yapmıyor mu? Onlar ilgi ve zaman vermiyor mu?  Diyebilirsiniz.…

Rollo Tomassi 2013 yılında Rational Male isimli bir kitap yayınladı. Bu kitap red pill camiasında büyük ses getirdi. Bu felsefenin kurallarını sistematik, neden sonuç ilişkileri içerisinde anlatan muazzam bir eser ortaya koydu. Mesela Hipergami terimin popülerleşmesini sağladı. Bu eseri kırmızı hap ile ilgilenen herkesin okuması gerekli. 2015 yılında geldiğimizde The Rational Male – Preventive Medicine isimde bir devam kitabı çıkarttı. İlk kitabında; Demirden Kanunlar adı verdiği, erkeklere ilişkilerinde ve bu maskulen yaşam düzeninde uymalarını söylediği öğütlerini yazdı. Bu öğütler red pill camiasında çok popüler fakat bu öğütleri genellikle olduğu gibi çevirip paylaşıyorlar. Bizim halkımızın en büyük problemlerinden birisi hep bu olmuştur. Dünyadaki büyün ideolojileri kendi kültür ve dinamiklerine adapte etmeden, revize etmeden kullanmaya çalışmışlardır. Bu ideolojinin ne olduğu ve ya dünyanın başka yerindeki insanlara ne gibi faydalar sağladığı önemli değildir. Eğer ki, bir düşünceyi kendi toplumunun dinamiklerine dayandıramazsan; kısa vadede fayda sağlamış bile olsan uzun vadede mutlaka zararını görürsün. …